Topuk Dikeni
Topuk dikeni topuk altında ağrı, yanma, batma hissi gibi şikâyetlere neden olan ve toplumda sık görülen bir rahatsızlıktır. Bu olguların çekilen röntgen filmlerinde genellikle topuk kemiğinin alt kısmında sivri dikensi bir kemik çıkıntısı görülmesine rağmen, aslında problem direk bu kemik çıkıntısından kaynaklanmamaktadır. Birçok kişide bu sivri kemik çıkıntısı olmakla birlikte hiçbir yakınmaları yoktur. Aslında sorun bu dikensi kemik çıkıntısının hemen alt tarafında bulunan plantar fasya (ayak taban zarı) denilen yapı ile ilgili ilgilidir. Plantar fasya, ayak tabanında topuk altından parmaklara kadar uzanan sert, kalın ve lastik gibi zar tabakasıdır. Bu yapı ayak kemerini destekler ve arabalardaki amortisör gibi yürüme sırasında oluşan yüklenmeleri emerek dağıtır
Sık sık tekrarlayan aşırı yüklenmelerde bu ayak taban zarının topuk kemiğine tutunma yerinde zorlanmaya bağlı zedelenme ve inflamasyon oluşur. Aslında bu durumun tıbbi ismi plantar fasiit olmakla birlikte, yaygın kullanılan terim topuk ağrısıdır. Plantar fasyanın hasarlı bu bölümününde kalınlaşma, yıpranma ve bazen küçük yırtıklar da oluşabilir
Topuk dikeninin belirtileri nelerdir?
- Topuğun altında ve çevresinde üstüne basınca belirginleşen ağrı
- Sabahları veya uzun süre oturduktan sonra ilk adımları atarken oluşan batma, ağrı
- Egzersiz yaparken değil ama yaptıktan sonra artan ağrı
- Ayak tabanındaki ark üzerinde ağrı
- Uzun yürüyüşlerde artan ağrı
Topuk dikeninin nedenleri nelerdir?
Topuk dikeninin asıl nedeni tam olarak bilinmemesine rağmen 35-40 yaş üzeri olan kadınlarda daha fazla görülmektedir. Bu rahatsızlık bazı kişilerde daha sık görülmektedir; – Uzun süre ayakta kalma veya yürüme gerektiren ağır işlerde çalışanlar – Aşırı kilosu olanlar veya kısa sürede hızla kilo almış olanlar – Düz tabanlık, çukur tabanlık gibi ayakta yapısal bozukluğu olanlar – Bazı romatizmal hastalıkları olanlarda – Topuğa stres uygulayan koşma, zıplama gibi sporlar ile uğraşan kişilerdeTopuk dikeni tanısı nasıl konulur?
Topuk dikenini başlıca belirtisi topuk altında özellikle sabahları ve bir süre dinlendikten sonra ilk adımlarla ile başlayan ağrı, yanma ve batma hissidir. Yürüdükçe ağrı ve batma hissi azalır. Ancak gün içerinden ayakta kaldıkça tekrar şikâyetler artar ve günün sonunda daha kötüleşir. Hastaya “Sabah yataktan kalkıp ilk adımı atınca oluşan ağrı var mı? Ağrı bir kaç adımdan sonra kısmen hafifliyor mu?” gibi sorulara verilen cevaplara göre topuk dikeni ile uyumlu olup olmadığı anlaşılabilir. Hastanın yakınması ve öyküsü öğrenildikten sonra yapılan fizik muayenesinde; topuk altındaki plantar fasya üzerine yapılan baskı ile oluşan hassasiyet ve ağrı topuk dikeninin tipik belirtisidir. Topuk ağrısının diğer olası sebeplerini ayırt etmek ve tanıyı kesinleştirmek için ultrason ve manyetik rezonans görüntüleme tetkiklerinin yapılması gerekebilir. Topuk ağrısı olanların bir bölümünde röntgende sivri topuk dikeni olarak tanımlanan kemik çıkıntısı saptanır.Topuk dikeni nasıl tedavi edilir?
Topuk dikeninin tedavisinde ilk aşama; dinlenme, soğuk uygulama, germe egzersizleri ve steroid olmayan anti-inflamatuvar ağrı kesici (NSAID) ilaçların kullanılmasıdır. Ayak tabanı ve baldır kaslarına yapılan masaj ve germe egzersizleri ile kaslardaki spazm ve gerginlik azaltılarak rahatlama sağlanabilir. Geceler yatarken ve istirahat halinde iken baldır ve ayak taban kaslarını gergin pozisyonda tutan ayak ateli kullanılabilir. Ayak taban altında donmuş su şişesi ile yuvarlama hareketi, hem masaj ve hem de soğuk uygulama etkisi yaparak rahatlatır. İçinde ark desteği olan kalın ve yumuşak tabanlı ayakkabılar tercih edilmelidir. Topuk bölümüne destekleyici silikon topukluk kullanılabilir. Sandalet veya parmak arası terlik giymekten kaçınmak gerekir. Ev içinde yumuşak tabanlı terlik giymeli ve çıplak ayakla yere basılmamalıdır. Yapılan ilk basamak tedavi sonrasında rahatlama olmaz ve şikâyetler devam ederse uygulanabilecek farklı tedavi yöntemleri vardır;- Ayakta düz tabanlık gibi yapısal bir problem varsa uygun tabanlık veya topuk desteği kullanılması önerilir.
- Ultrason eşliğinde enjeksiyonlar yapılabilir. Kortizon içeren iğneler eskiden çok kullanılırdı ancak fasyayı zayıflatıp koparabileceği için, günümüzde bir defadan fazla uygulanmaması önerilmektedir. TZP veya PRP olarak da bilinen Trombositten Zengin Plazma enjeksiyon tedavisi uygulanır. TZP enjeksiyonunun hem ağrıyı azaltıcı hem de iyileşmeyi hızlandırıcı etkisi vardır.