Topuk dikeni topuk altında ağrı, yanma, batma hissi gibi şikâyetlere neden olan ve toplumda sık görülen bir rahatsızlıktır. Bu olguların çekilen röntgen filmlerinde genellikle topuk kemiğinin alt kısmında sivri dikensi bir kemik çıkıntısı görülmesine rağmen, aslında problem direk bu kemik çıkıntısından kaynaklanmamaktadır (Resim 1). Birçok kişide bu sivri kemik çıkıntısı olmakla birlikte hiçbir yakınmaları yoktur. Aslında sorun bu dikensi kemik çıkıntısının hemen alt tarafında bulunan plantar fasya (ayak taban zarı) denilen yapı ile ilgili ilgilidir. Plantar fasya, ayak tabanında topuk altından parmaklara kadar uzanan sert, kalın ve lastik gibi zar tabakasıdır. Bu yapı ayak kemerini destekler ve arabalardaki amortisör gibi yürüme sırasında oluşan yüklenmeleri emerek dağıtır.
Özellikle 40 yaşından sonra plantar zardaki esnekliğin azalması ile birlikte tekrarlayan aşırı yüklenmelerde bu ayak taban zarının topuk kemiğine tutunma yerinde zorlanmaya bağlı zedelenme ve inflamasyon oluşur. Aslında bu durumun tıbbi ismi plantar fasiit olmakla birlikte, yaygın kullanılan terim topuk ağrısıdır. Plantar fasyanın hasarlı bu bölümününde kalınlaşma, yıpranma ve bazen küçük yırtıklar da oluşabilir
Topuk dikenine bağlı, ağrı ve yürüme sıkıntısı yaşayan hastaların yaklaşık %80’ninin baldır bölgesindeki gastrokinemius kasında gerginlik ve aşil tendonunda kısalık izlenmektedir.
Topuk dikeninin asıl nedeni tam olarak bilinmemesine rağmen 35-40 yaş üzeri olan kadınlarda daha fazla görülmektedir. Bu rahatsızlık bazı kişilerde daha sık görülmektedir;
Topuk dikenini başlıca belirtisi topuk altında özellikle sabahları ve bir süre dinlendikten sonra ilk adımlarla ile başlayan ağrı, yanma ve batma hissidir. Yürüdükçe ağrı ve batma hissi azalır. Ancak gün içerinden ayakta kaldıkça tekrar şikâyetler artar ve günün sonunda daha kötüleşir.
Hastaya “Sabah yataktan kalkıp ilk adımı atınca oluşan ağrı var mı? Ağrı bir kaç adımdan sonra kısmen hafifliyor mu?” gibi sorulara verilen cevaplara göre topuk dikeni ile uyumlu olup olmadığı anlaşılabilir. Hastanın yakınması ve öyküsü öğrenildikten sonra yapılan fizik muayenesinde; topuk altındaki plantar fasya üzerine yapılan baskı ile oluşan hassasiyet ve ağrı topuk dikeninin tipik belirtisidir. Topuk ağrısının diğer olası sebeplerini ayırt etmek ve tanıyı kesinleştirmek için ultrason ve manyetik rezonans görüntüleme tetkiklerinin yapılması gerekebilir.
Topuk ağrısı olanların bir bölümünde röntgende sivri topuk dikeni olarak tanımlanan kemik çıkıntısı saptanır.
Topuk dikeninin tedavisinde ilk aşama; dinlenme, soğuk uygulama, germe egzersizleri ve steroid olmayan anti-inflamatuvar ağrı kesici (NSAID) ilaçların kullanılmasıdır. Ayak tabanı ve baldır kaslarına yapılan masaj ve germe egzersizleri ile kaslardaki spazm ve gerginlik azaltılarak rahatlama sağlanabilir. Geceler yatarken ve istirahat halinde iken baldır ve ayak taban kaslarını gergin pozisyonda tutan ayak ateli kullanılabilir. Ayak taban altında donmuş su şişesi ile yuvarlama hareketi, hem masaj ve hem de soğuk uygulama etkisi yaparak rahatlatır. İçinde ark desteği olan kalın ve yumuşak tabanlı ayakkabılar tercih edilmelidir. Topuk bölümüne destekleyici silikon topukluk kullanılabilir. Sandalet veya parmak arası terlik giymekten kaçınmak gerekir. Ev içinde yumuşak tabanlı terlik giymeli ve çıplak ayakla yere basılmamalıdır.
Yapılan ilk basamak tedavi sonrasında rahatlama olmaz ve şikâyetler devam ederse uygulanabilecek farklı tedavi yöntemleri vardır;
Topuk dikeni olgularının % 95’inde yukarıda sayılan tedavi yöntemleri ile iyileşme sağlandığından ameliyata ihtiyaç duyulmamaktadır. Ancak bu tedavilerin başarılı olması aylar alabilir ve bu dönemlerde şikâyetler artabilir. Bir yıl boyunca uygulanan her türlü tedaviye rağmen yakınmaların geçmediği durumlarda uygulanan ameliyat ile kalınlaşmış, sertleşmiş ve yıpranmış olan plantar fasya topuk kemiğine yapışma yerden gevşetilir. Bu ameliyat çok küçük bir kesi ile endoskopik olarak yapılabildiği gibi, standart açık cerrahi ile de uygulanabilir. Beraberinde baldır kaslarında gerginlik ve sertlik olduğu varsa buraya da cerrahi olarak gevşetme yapılır. Cerrahi sonrasında hastalara fizik tedavi ve rehabilitasyon programı önerilir.
Özellikle sabah yataktan kalkınca attığınız ilk adımlarda belirginleşen batıcı bir topuk ağrısı hissediyorsanız, topuk dikeni açısından muayeneye olmanız gerekir. Uygun tabanı olan ayakkabı kullanarak, düzenli ayak taban germe egzersizi yaparak ve fazla kilo almamaya özen gösterilerek topuk dikeni önlenebilir. Kısa süre sürede tedaviye başlanan topuk dikeni hastalarında, birkaç ay içinde iyileşme sağlanabilir
© 2022, Op. Dr. Murat Kezer. All Rights Reserved.